Çukurova Rock Festivali 2018

2784

Herkese merhaba! Yeni bir festival yazısında daha birlikteyiz. Bu sene ikincisi düzenlenen Çukurova Rock Festivali‘ne geçen senenin aksine 1 gün daha eklenerek toplamda 4 gün olmak üzere düzenlendi.

Festivalin tamamına katılım sağlamayı düşünsem de maalesef bu mümkün olmadı çünkü olumsuz hava koşulları ve bazı diğer olumsuz şartlar sebebiyle rahatsızlanıp festivali yarıda bırakmak zorunda kaldım. Bu sebepten dolayı festivali sizlere tam olarak aktaramayacağımı üzülerek belirtmek isterim ama yine de gördüğüm kadarıyla, bildiğim kadarıyla katılım sağlayamadığım günlerle ilgili de özetler geçmeyi düşünüyorum. En başından söyleyeyim bu yazı eleştiri ağırlıklı bir yazı olacaktır ve belirttiğim sebeplerden ötürü de fazla detaya girmeden, kendi perspektifimden değerlendireceğimi de bilmenizi isterim.

Yazıya başlamadan önce ilk olarak şunu belirtmek istiyorum festivalde maalesef ki ilk sene sahne alan birçok ismi göremedik, özellikle de en “baba” olanlarını, bu sebepten dolayı ben dahil birçok insanda bir hayal kırıklığı vardı. Festival süresince sırada beklerken, bir yerlerde karşılaşıp ayak üstü sohbet ettiğimiz insanlar da bundan dert yanıyordu. Zaten festival de isminde bulunan “Rock” ibaresini hak ediyor muydu orası da tartışılır… Geçen sene “popçular dışarı” dediğimiz festivalde bu sene hem popçular hem de rapçiler içerideydi artık gerisini siz düşünün… Tam da bu sebepten dolayı bence festivalin adı Çukurova Rock Festivali değil de “Çukurova Müzik Festivali” olarak değiştirilmeliydi. Seneye de böyle bir şey olacaksa eğer birçok katılımcıyı kaybedecekleri aşikar. Şimdi diyebilirsiniz ki festivalde rapçiler ya da popçular olamaz mı? Tabii ki olabilir ama eğer bu festivalin adında “Rock” ibaresi yoksa olabilir! Çünkü “Rock” ibaresi bir kategorize etme durumudur, sana Rock müzisyenleriyle, rock müzik vaat ediyorum demektir, tam da bu noktada sorun var zaten. Yoksa kimsenin rap müzisyenlerine ya da rap müziğe bir şey dediği yok. Aynısı pop müzik tayfası için de geçerli. Ben bunları bir Rock müziksever olarak, Rock dinleyicisi olarak belirtmeden geçmek istemedim. Zaten 13-14 tane festival yapıp da bu kadar basit hatalar nasıl yapılabilir diye düşündüğümde de işin sanat için değil ticari olarak yapıldığından başka bir sebep aklıma gelmiyor açıkçası. Ben şimdi bunları yazıyorum ama tabii ki bunları dikkate alıp almamak festivali düzenleyen organizatörün bileceği iş. Kendisini tanıdığım kadarıyla da kendi bildiğini okuyacağına eminim ama yine de ben üstüme düşeni yapayım da kim ne yaparsa yapsın.

Festivale katılmak üzere yola çıkmadan önce bilet üzerinde yazan kapı açılış saati olan 14:00 yerine saat 12:00’da kapıların açılacağına dair bir yazı paylaşıldığını gördüm festivalin resmi instagram hesabının hikayelerinde. Bu sebepten dolayı erkenden gittik ama maalesef kapı duvardı. Böyle bir şey yapma gereği neden duydular onu da anlamış değilim ama insanların zamanını çalmak büyük terbiyesizlik, yapamayacağınız şeyleri söylemek de! Bu sebepten dolayı baya bildiğiniz ağaç olduk yani kapıda, sonra içeri giriş yaptık, yaptık ama nasıl yaptık bir de bize sorun! Geçen sene düzenlendiğinde her biletin giriş kapısı farklıydı yani günlük bilet başka kapıdan, kombine bilet başka kapıdan, kombine + kamp başka kapıdan giriyordu. Bu sefer ise herkes ayni kapıdan giriş yapıp içerde ayrılıyor, o yüzden kapıda hatırı sayılır bir yığılma ve kuyruk meydana gelmişti. Bunlar dışında aynı zamanda yetersiz ve “ilkel” bir güvenlik önlemi söz konusuydu kapı girişinde. Kamp için gelen ya da yanında çantası olan insanların çantaları tek tek “el ile aranıyordu.” Küçük bir sırt çantası olanlarda hadi neyse de oraya kamp yapmaya gelmiş kocaman çantalara sahip insanların çantasını bu devirde el ile aramak ne derece mantıklı ve sağlıklıydı bunu size bırakıyorum! Öyle sprey parfümü içeri sokmuyoruz demekle olmuyor bu işler! Bunun yanı sıra bazı güvenlik görevlileri en ince detaya kadar çantaların içini ararken, bazı güvenlik görevlileri yüzeysel arayarak geçmenize müsaade ediyordu. Belki organizasyon için biraz maliyetli olacak ama çantaları aramak için birkaç X-Ray cihazı, insanları daha çabuk arayıp, sırayı festival alanından şehir merkezine kadar yol etmemek için de daha fazla güvenlik görevlisi işe alınması iyi olur gibi duruyor. Ayrıca festivalde çok fazla 18 yaş altında genç kardeşimiz vardı. Onların kollarına ekstradan -18 bileklikleri takarak önlem almaya çalışmış olsalar da hiçbir işe yaramadığını rahatlıkla söyleyebilirim çünkü yerler hep -18 bileklik kaynıyordu. Bu işe de bir çözüm bulmaları şart belli ki! Son olarak ise şunu belirtmek isterim, çevremdeki birkaç insandan duyduğum kadarıyla serseri diye tabir edilecek tiplerin çok olduğuna dair şikayet vardı, bunu da buradan organizasyona iletmiş olayım.

1. GÜN

İlk günün açılışını yapan Yok Öyle Kararlı Şeyler grubu oldu.

Yeni Türkü de ilk gün sahne alan gruplar arasındaydı. Derya Köroğlu üstadın güzel sesinden dinlenen şarkılar her zaman keyif veriyor. Grubun İzmir Marşı’nı seslendirdiği videoyu da aşağıdan izleyebilirsiniz.

Yeni Türkü’nün ardından sahne sırası Cem Adrian’a geldi. Kesinlikle başarılı bir sahne performansı sergileyen Cem Adrian dinleyicilerin büyük beğenisini topladı.

Cem Adrian’ın ardından ise Türk Halk Müziğinin önemli ismi Selda Bağcan sahne aldı. Selda Bağcan göründüğünden çok daha samimi ve çok daha sempatik bir kadın kesinlikle. Sahnede ki enerjisine ise diyecek bir şey yok. Tam da bu noktada şunu belirtmek istiyorum, “Yaz Gazeteci” isimli şarkısı ile sahneye çıkan Selda Bağcan, nedendir bilemiyorum ama bir an şarkıya giremedi ve o an verdiği samimi tepkiyi, içten gülümsemesini görmek onun ne kadar sempatik bir insan olduğunu gösterir nitelikteydi. ? Kendi şarkılarının yani sıra İzmir Marşı ve Sarı Saçlım Mavi Gözlüm performanslarıyla büyük beğeni toplayan Selda Bağcan, sahneden inmeden önce “Biliyorsunuz ablanız Rock festivallerinin kraliçesi” diyerek güzel bir espri yapmayı da ihmal etmedi. ?

Ve artık gecenin son isminin, gerçek bir rockstarın sahne alma zamanı gelmişti. Artık sahne sırası Teoman’daydı! “Eski Bir Rüya Uğruna” albümü başta olmak üzere klasikleşmiş ve sevilen birçok şarkısını bizler için seslendiren Teoman günümüzün muhteşem bitmesini sağlamıştı. Deri ceketi ile sahneye çıkan Teoman bir süre sonra sahnenin coşkusundan olsa gerek ceketini fırlatarak konsere devam etti. Harika bir sahne performansı sergileyen Teoman’ın yanı sıra Saksafonu ile Teoman’a sahnede eşlik eden Toygun Sözen’de övgüyü hak ediyor kesinlikle. Adeta bir gidip bir gelen, hatta bazen müziğin coşkusuyla sahneye atlayan, hem efsane biçimde saksafonunu çalıp bizleri eğlendiren, bir yandan da kendi eğlenen ve sahnede hiç durmayan Toygun Sözen’de bizleri kendine hayran bıraktı. Hatta bir ara “adam resmen çift ciğerli” gibi şeyler söylendiğini de duydum kendisi için. ?

Ve güzel performansların ardından ikincisi düzenlenen Çukurova Rock Festivali’nin pek de rockımsı olmayan ama finaliyle kendini affettiren ilk gününün sonuna gelmiş bulunuyoruz.

2. GÜN

Festivalin ikinci gününün açılışını Kendimden Hallice grubu yapacaktı ama nedense kapı açılış saatinde olduğu gibi söylenenin aksine bir değişiklik yaşanarak Can Gox ilk sıraya alındı ve bu sebepten ötürü Çukurova Rock Festivalinin ikinci gününün açılışını Can Gox yaptı. Uzun süredir severek dinlediğim bir isim olmasının yanı sıra ilk defa canlı dinleme fırsatı bulduğum Can Gox’un sahne performansını çok beğendim, zaten Can abinin sahnede ki samimiyetine ve içtenliğine diyecek bir şey yok. Can Gox da sahneden inmeden önce İzmir Marşı’nı söylemeyi ihmal etmedi. Bu arada sıralamanın değiştirilmesinden dolayı bazı dinleyiciler Can Gox’u kaçırdığı için baya bir sitem etti haklı olarak, bunu da belirtmeden geçmeyeyim.

Can Gox’un ardından sıra Kendimden Hallice grubundaydı. İlk defa dinlediğim Kendimden Hallice sahne performansları ve samimiyetleriyle benden tam puan aldı.

Hemen ardından ise son zamanların sevilen ismi Sena Şener sahnedeydi. Sena Şener’de büyüleyici sesi ve sempatik tavırlarıyla dinleyicilerin beğenisini topladı.

Gecenin son iki ismi Manga ve Athena’yı sizlere aktarmayı çok isterdim ama o sıralar yaşanan sağanak yağış dolayısıyla ben orada değildim ama paylaşımlardan gördüğüm kadarıyla onlarda harika sahne performanslarıyla dinleyiciden tam not aldılar. Böylelikle Çukurova Rock Festivalinin ikinci gününü de tamamlamış olduk.

3. GÜN

Çukurova Rock Festivalinin üçüncü gününün açılışını sempatik tavırlarıyla dinleyiciden büyük beğeni toplayan Ezgi Aktan yaptı.

O gün sahne alan isimler arasında daha önce dinlediğim Yüzyüzeyken Konuşuruz grubu da yine güzel bir sahne performansı sergiledi.

Bu sahne performansının ardından maalesef ki ikinci gün yaşanan sağanak yağış başta olmak üzere etraftaki olumsuz koşullarında tetiklediği hastalığımdan ötürü festivalin geri kalanına katılma fırsatım maalesef ki olmadı. Yine gerek festival hesabından gerek festival ile ilgili etiketler aracılığıyla yapılan paylaşımlardan gördüğüm kadarıyla Pamela da, Zakkum grubu da başarılı sahne performansları sergilemiş.

Gecenin yıldızı, Rock müziğin sevilen ismi Hayko Cepkin’e sıra geldiğinde ise oraların adeta yıkıldığını gördüm. Sevilen şarkılarını eşsiz sahne showlarıyla harmanlayan Hayko Cepkin eminim ki dinleyicilere muhteşem bir an yaşatmıştır. Eee adam boşa demiyor, “biz daha iyisini yapana kadar, en iyisi bu!” diye. ?

En çok beklediğim anlardan ve isimlerden biriydi Hayko Cepkin ama dinlemek kısmet olmadı. Bu fırsatı kaçırdığıma ne kadar üzüldüğümü anlatamam size. Böylelikle festivalin üçüncü gününün de sonuna gelmiş olduk, her ne kadar rahatsızlandığım için bizzat orada olamasam da ve buna çok üzülsem de elden bir şey gelmiyor bazen.

4. GÜN

Festivalin 4. ve son gününde açılışı Kent grubu yapmış, onların hemen ardından efsane grup Kurtalan Ekspres yine harika bir sahne performansı sergilemiş ve yanılmıyorsam onlar da İzmir Marşı’nı söylemeden sahneden inmemiştir diye tahmin ediyorum. ?

Bir diğer efsane grup Moğollar da klasikleşmiş ve sevilen parçalarıyla dinleyicilere müzik şöleni yaşatmış.

Pera ve Pilli Bebek grupları da aynı şekilde dinleyicilerin beğenisini toplamış ve festivalin başarılı gruplarından olmuş videolardan gördüğüm kadarıyla.

Buraları böyle kısa kısa geçmemin ve -mış -miş gibi geçmiş zaman kullanmamın nedeni de yazının birçok yerinde bahsettiğim gibi rahatsızlanıp festivalin tamamına katılamamış olmamdan kaynaklanıyor. Kusura bakmayın, benim için de çok kötü oldu ama sağlık işte yapacak bir şey yok. ?

Umarım seneye bu yapılan yanlışların ve eksiklerin olmadığı ve gerçekten festivalin adındaki “Rock” ibaresine uygun bir festival olur. Böylelikle festival yazımın sonuna geldim ama yazımı bitirmeden önce bahsetmek istediğim iki konu var ve bu iki konu bütün müzik camiasını ilgilendiriyor diye düşünüyorum.

Bu konulardan birincisi organizasyonların medya oluşumlarına karşı olan tutumu. Örnek vermek gerekirse yurt dışında herhangi bir medya oluşumunun temsilcisinin yani basın mensubunun yolundan yemeğine kadar her şeyinin karşılanıp özellikle bir etkinlik olduğunda davet edildiğini bilenlerimiz bilir, bizler böyle bir beklenti içinde olmadığımız halde, kendi yol paramızı, bilet paramızı, yemek paramızı kendimiz verip de festivale katıldığımız halde istediğimiz ufak bir haber yapma talebinin bile reddedilmesini anlayamıyoruz! Benim şahsi görüşüm egolarında boğulan insanların verdiği direktiflerden kaynaklandığı yönünde ama yapılan büyük bir yanlış, bunu da belirteyim!

Bahsetmek istediğim bir diğer konu ise bazı menajerlerin, bazı insanlara ve oluşumlara karşı yaptığı saygısız davranışlar ve ayrımcılık! Belli bir imkana sahip olan insana ve oluşuma başka davranıp, o imkana sahip olmayan insana ve oluşuma başka davranmak ve sergilenen farklı tavır iki yüzlülük değil de nedir?! Tamam biliyoruz çıkar dünyasında yaşıyoruz ama bu kadarı da ayıptır, terbiyesizliktir, densizliktir! Sizinle düzgün bir üslupla iletişime geçiliyor ama siz karşınızdaki insani insan yerine koyup da cevap vermiyorsunuz! Kimsiniz siz? Kendinizi ne zannediyorsunuz? Sanatçılarınızda olmayan ego eksikliğini tamamlamaya mı çalışıyorsunuz? Herkes haddini bilip, işini yapsa zaten bir problem kalmayacak ama maalesef! Ve asıl problem nedir biliyor musunuz? Bunu yapan “menajerlerin” büyük çoğunluğunun popüler olan ya da müzik dinleyicileri tarafından çok sevilen isimlerin menajerleri olmalarıdır! Bu konuya dair size bir sürü örnek ve kanıt gösterebilirim ama gerek yok, bilen zaten biliyordur, bilmeyen de öğrenmiş oldu. Eğer ısrarla görmek isteyen varsa, bu konuşmaların hepsi elimde mevcut. Buraya da isimleri gizleyerek koyacaktım ama vazgeçtim. Bu arada belirtmek isterim ki organizasyonun yaptığını oluşumum olan Rockistasyonu adına, menajerlerin yaptığını da oluşumum olan Rockistasyonu’ndan bağımsız bir şekilde, TAMAMEN KENDİ DÜŞÜNCELERİMLE değerlendirdiğimi de özellikle belirtmiş olayım. Yanlış anlaşılma olsun istemem bu konuda. Hani eğer bu satırlardan rahatsız olan ya da şu sebepten dolayı size cevap ver(e)medik diyen olursa muhatapları benim bir başkası değil, konuyla ilgili olarak aşağıda yazar hakkında kısmında bulunan iletişim adreslerimden bizzat bana ulaşabilirler.

Başka bir yazıda görüşmek üzere, üstat Güven Erkin Erkal’ın da dediği gibi, “sert kalın, taviz vermeyin!” \m/