BU YAZININ PODCASTİNİ AŞAĞIDAN DİNLEYEBİLİRSİNİZ.
Kısa bir aranın ardından yeni yazımla sizlerleyim. Bu yazıda bir gün kendi kendime düşünürken aklımdan geçen “değişim” konusu hakkında ki düşüncelerimi kaleme aldım. Değişim konusunun hepimizi mutlaka ilgilendirdiğini düşününüyor ve keyifli okumalar diliyorum. 🙂
Değişmek, değişim. Günde kaç kez kullanıyoruzdur acaba? Ya da ayda? Hepimiz mutlaka ve mutlaka kullanmışızdır değişim kelimesini. Benim burada bahsettiğim şey insanlar üzerinde ki değişim. Hepimizin mutlaka denk geldiği olmuştur, hepimize mutlaka etrafında ki birileri demiştir sen değiştin diye! Siz ne düşünüyorsunuz bilmiyorum ama ben farklı düşünceler içerisindeyim…
Değişmek diye bir şey yok aslında (yani insanların size dediği değişme başka bir şey) insanlar işine geldiği gibi yorumlar hemen hemen her şeyi, pek azımız objektif bakmayı başarabilmişizdir olaylara ve insanlara, yine çok çok azımız empati kurmayı becerebilmişizdir mesela. Bence bu yüzden, bu değişim lafını çok duymamız. İnsanlar olarak birbirimize karşı bu dürüstlüğü gösteremediğimiz için “sen değiştin” lafının arkasına saklanmamız… İnsanlar değişmez aslında, ben şimdiye kadar değişenini de görmedim, şimdi bazılarınız bunu okurken, sen kaç yaşındasın ki görmedim diyorsun falan diyebilir, onlarda kendince haklıdır bir şey diyemem, beni tanıyan bilir zaten ne demek istediğimi.
Bir insan diğerine; “sen değiştin!” diyorsa ve bu cümle size hedef alınarak kurulmuşsa, o insanın çıkarlarını uymuyorsunuz, isteklerini karşılamıyorsunuz demektir, olay bu kadar basit bence. Hiçbir insan yoktur ki karşısındaki insanı bir şey için sevmemiş olsun. Bu bir şey, her şey olabilir. Gülüşü, bakışı, konuşması, cümleleri, sohbeti, esprileri, el becerisi, parası, malı, her şeyi! Aklınıza gelen gelmeyen her şeyi! Zaten birçoğumuzun da bildiği gibi “para” günümüzde baya revaçta olan bir kavram, onun için her şeyi yapabilecek zayıf karakter(siz)ler var.
Olayı daha basit şekilde ele alalım, mesela bir arkadaşınız var ve her istediği yere gidiyorsunuz, mekanı sevmeseniz de. Diyelim ki bu mekan bir restoran ve yemeklerini, dizaynını, konumunu, masalarını, garsonlarını hiçbir şeyini sevmiyorsunuz ama arkadaşınızı kırmamak için oraya gidiyorsunuz. İçten içe gitmek istememeniz bir gün gelip de gün yüzüne çıktığında, arkadaşınıza bu sefer ben gelmiyorum dediğiniz de ilkinde olmasa da ikinci de emin olun ki duyacağınız cümle şudur; “sen değiştin!” Hepimiz de olmuştur bu tür olaylar, içimizden hiç mi hiç gelmediği halde, hiç istemediğimiz halde, birilerini kırmamak ya da hayır dememek için bazı şeyleri kabul etmişliğimiz ve sonunda sadece ve sadece mutsuz olduğumuz anlar.
Yukarıda verdiğim örnekte olduğu gibi, bu kadar basittir işte insanlardan “sen değiştin!” yaftası yemek! Hiç kasmanıza gerek yok, gördüğünüz gibi gayet kolay. 🙂 Mesela bir başka örnek daha vermeden geçmek istemiyorum, diyelim ki hayatınızın sonuna kadar yaşayacağınız insanla bir yerlerde karşılaşıyorsunuz ve bir ilişkiye başlıyorsunuz, kadın için de erkek için de o kişiyi seçmesinde bir sebep vardır mutlaka. Yazının başında bahsettiğim gibi kimi kadın karşısında ki erkeğin yakışıklılığını sever, kimisi de parasını ya da başka herhangi bir şeyini, tamamen kişisel zevkine kalmış bir durum. Erkek için de aynısı geçerli, erkek de karşısında ki kadının güzelliğini ya da oturup kalkmayı bilmesini sever veya el becerisini. Gün gelip de, erkekte ki yakışıklılık veya para, kadında ki güzellik veya el becerisi bittiğinde karşısında ki direk yapıştırır “sen değiştin!” yaftasını, dediğim gibi ilkinde olmasa da ikincisinde mutlaka olur! Çıkarların bittiği yerde “sen değiştin!” cümlesi mutlaka vardır! 🙂
Bence değişmek dedikleri şey tamamen budur! Kimisi bir yerden sonra bilinçaltındakini bastıramaz, kimisi de hayatın getirdikleriyle farklı düşünceler benimser, farklı yollar seçer ya da artık bazı şeyleri yapamaz hale gelir. Değişmek dedikleri çok da anormal bir şey değil aslında, tamamen bakmak ve görmek arasında değişen bir şey. Karşında ki görmek istediğini göremediğinde değişmiş oluyorsun ama aslında sen hep aynısın sadece karşında ki görmek istediğini göremiyor bir süre sonra ya da bakış açısını değiştiriyor. “Öküz öldü ortaklık bozuldu” sözünü baya baya bağdaştırıyorum ben bu değişim olaylarıyla, karşında ki insan istediğini alamayınca değişmiş oluyorsun, tabi sadece ona göre. 🙂 Sanırım yeteri kadar açıklayıcı oldu, yazının başlığında ki sorunun cevabı gayet net, “hayır, insanlar değişmez! Sadece karşısındakiler istediklerini alamadıkların da, görmek istediklerini göremediklerin de bunu söylerler ve değiştiğinizi iddia ederler!” 😉
Boşverin insanların söylediklerini, siz siz olun, çok fazla umursamayın hiç kimseyi…